Artık hayatımızda yeni bağımlılıklar
var. Teknolojinin gelişimi insanın
hayatını da değiştirdi. Hayatı bu kadar
kolaylaştıran teknoloji, öyle imkanlar
sundu ki insana, insanın bir parçası
olmayı da başardı. Hem de öyle bir parça
ki insanların var oluşunu teslim alan
bir araca dönüştü.
Teknolojinin kendisi bir canavara
dönüşmedi belki ama insanoğlu onu
canavara dönüştürdü. Kendi içindeki
canavarı, ona yansıttı. Tüm dürtülerini
teknolojiye teslim etti. Teknolojide
aldı onu götürdü. Daha doğrusu insanlar
teknolojinin kendilerini götürmesini
istediler. Ama tabi ki kendi istedikleri
yöne değil, teknolojinin istediği yöne
doğru.
Dürtülere teslimiyettir bazen
bağımlılık. Dürtülerle savaşta insan
zorlanır. Kontrolü bir nesneye verir. O
nesne onu alır götürür. Her şey nesnenin
eline geçer. Ama kabahat hiçbir zaman
insan olmaz. Tek suçlu vardır, o da
insanın canavarı olması için seçtiği
nesnedir. Teknoloji masumdur.
Teknoloji bir enjektördür. Enjektörün
içinde nasıl bir ilaç vereceğiniz size
kalmıştır. O enjektörden ilaç da
verebilirsiniz, zehir de! Sorun
teknoloji değildir. Kaçılması gereken
teknoloji değildir. İnsanın bizatihi
kendisidir. İnsan kendini tanıdıkça,
iplerini koy vermez, iplerini başkasına
terk etmez. Ama tabi ki isterse! |